BLOG

BLOG

Sonsuza Kadar Özlem ve Minnetle: 10 Kasım’ın Anlamı ve Kalplere Kazınan Anlar


Tarih 10 Kasım 1938, saat 09.05. Tüm ülke Dolmabahçe Sarayı'ndan gelen haberle derin bir yasa boğuldu. Türk milleti kurucusunu, önderini, Mustafa Kemal Atatürk'ü kaybetti. O an adeta zaman durdu, kalpler aynı acıda birleşti. 11 Kasım 1938'de Türk ve dünya basını bu büyük kaybı manşetlerine taşıyarak Atatürk'ün bıraktığı mirası saygıyla anlattı. Gelin, adını tüm dünyaya duyuran büyük bir liderin sonsuzluğa uğurlanışının basında nasıl yankı uyandırdığına birlikte bakalım.

 

10 Kasım 1938: Büyük Bir Liderin Ardından

Mustafa Kemal Atatürk'ün rahatsızlığı giderek ağırlaşmıştı. Doktorlar siroz teşhisi koymuş, Ata'ya bir süre dinlenmesi gerektiğini belirtmişlerdi. Ancak son nefesine kadar ulusu için mücadele eden Atatürk için ülke meselelerinden uzak kalmak mümkün değildi. Zamanla hastalığı ilerlemeye devam etti. Halk, Atatürk'ün sağlığı hakkında çok endişeliydi.

Hastalığının kritik bir aşamaya gelmesi üzerine 8 Kasım 1938 günü sağlık raporları yayınlanarak Atatürk'ün durumu kamuoyuyla paylaşıldı. 10 Kasım 1938'de saatler 09.05'i gösterdiğindeyse Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, hayata gözlerini yumdu. Siren seslerinin duyulmasıyla Türk milleti tarifi zor ve derin bir hüzün yaşamaya başladı.

Ata'nın cenaze töreninin 21 Kasım 1938 tarihinde yapılacağı duyuruldu. Naaşı 20 Kasım'da Ankara'ya nakledilene kadar Dolmabahçe Sarayı'nda kalacaktı. 16 Kasım'dan itibaren halk Ata'sına veda edebilmek için Dolmabahçe'yi ziyaret edebilecekti. 21 Kasım 1938'de Ankara'da yapılan cenaze töreninde hem Türk halkı hem dünyanın dört bir yanından Atamıza saygısını göstermek isteyen liderler son görevini gerçekleştirmek üzere yerini aldı. Herkes insanlık tarihine yön vermiş bu büyük lidere sonsuz minnet duyuyordu.

Atatürk'ün naaşı büyük bir törenle Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu. 10 Kasım 1953'te ise dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da katıldığı törenle naaşı Etnografya Müzesi’nden alınarak ebedi istirahatgâhı olan Anıtkabir’e nakledildi.

 

Atatürk'ün Sonsuzluğa Uğurlanışının Basına Yansıması

Gün batımında Anıtkabir

11 Kasım 1938 sabahı yayımlanan tüm gazetelerde manşetler Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e ayrılmıştı. Halkı bilgilendirmek ve bir ulusun ortak yasını paylaşmak için birçok yazı yayımlandı. Atatürk’ün ardından duyulan derin hüznü ve sonsuz saygıyı yansıtan haberleri sizin için derledik. 

Tan Gazetesi

Tan gazetesi 11 Kasım 1938 tarihli baskısında on iki sayfasının on bir sayfasını Mustafa Kemal Atatürk'e ayırmış, ilk sayfasında büyük puntolarla "BABAMIZI KAYBETTİK" manşetine yer vermişti.

Son Telgraf Gazetesi

Son Telgraf gazetesi "TÜRK MİLLETİNİN BÜYÜK MATEMİ" manşetiyle Türk milletine taziyelerini sunmuş ve hükümetin konuyla ilgili tebliğini iletmişti.

Ulus Gazetesi

"KURTARICINI VE EN BÜYÜK EVLADINI KAYBETTİN." ve "Türk milleti sen sağ ol!" cümleleri Ulus gazetesinin manşetinde yer almıştı. Gazetede Falih Rıfkı Atay’ın duygulu başyazısı ve Hasan Âli Yücel’in kaleme aldığı satırlar da yer alıyordu. Yücel, Atatürk’ün Türk milletine sevgisini ve adanmışlığını anlatmak için "Şimdiye kadar onun için söyleyip yazdıklarımız onun büyüklüğünün yanında ne kadar küçük, ne kadar aciz kalmıştı. Biz onu, onun bizi sevdiği kadar sevemezdik." cümlelerini kurmuştu.

Bugün Gazetesi

Bugün gazetesi "ATAMIZI KAYBETTİK." ve "Türk Milleti dün, bütün tarihinde ne görülmüş, ne görülebilecek, en büyük mateme boğuldu." sözleriyle Ata'yı anmıştı. Suat Derviş de bu büyük kaybın ardından kaleme aldığı yazısında şu sözlerle o günün atmosferini anlatmıştı: "Yarıya indirilmiş bu bayrağın sanki kıpkızıl rengi birdenbire koyulaşmış, donuklaşmış gibiydi."

Yeni Sabah Gazetesi

"AZİZ ATATÜRK’ÜMÜZÜ KAYBETTİK." manşetiyle üzücü haberi duyuran Yeni Sabah'ta Hüseyin Cahit Yalçın'ın "Bu milletin ruhunu en iyi Atatürk anladı." satırlarına yer verilmişti.

Cumhuriyet Gazetesi

"BÜYÜK MİLLİ MATEMİMİZ" manşetiyle acı haberi duyuran Cumhuriyet gazetesi "Büyük milletlerin sevinçleri gibi ıstırapları da büyük olur." yazısıyla Türk milletinin hislerine tercüman olmuştu.

 

Bir Ulusun Vedası: Yüreklerde ve Sokaklarda Yas

10 Kasım'da duyulan siren sesleriyle halk, büyük liderinin kaybını derinden anlamıştı. O gün belediyeler, iş yerleri ve esnaflar işlerine ara vermiş, şehirler sessizleşmişti.

Tahsin Öztin, Mustafa Kemal’den Atatürk'e adlı eserinde o anlardaki hislerini şu cümleyle anlatmıştı:

"Ölmemeliydi... Ölmemeliydi..."

21 Kasım 1938 tarihinde İsmet İnönü, silah arkadaşının ve başkomutanının ardından tüm Türk halkının hislerini paylaşan bir bildiri yayımladı. O bildirinin son cümleleri şu şekildeydi:

"Devletimizin banisi ve milletimizin fedakâr, sadık hadimi, insanlık idealinin aşık ve mümtaz siması, eşsiz kahraman Atatürk: Vatan sana minnettardır." 

Aradan yıllar geçse de Türk milleti Atatürk'ün yokluğunu aynı derinlikle hissediyor. Onun düşünceleri, idealleri ve vizyonu hâlâ yolumuzu aydınlatıyor. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü sonsuz saygı, sevgi, özlem ve minnetle anıyoruz.

Ayrıca bu yazılarımızda ilginizi çekebilir:

Fikirleriyle Yol Gösteren Lider: Atatürk'ün Eserleri ve 10 Kasım'ın Sonsuz Mirası
85 Yıldır Dinmeyen Özlem:10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü
Ulu Önderimiz Atatürk'ün Ölümüne Yurt Ve Dünya Çapında Yapılan Yorumlar
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Atatürk'ün Anısını Yaşatmak İçin Gezebileceğiniz Müzeler
İstanbul'da Ziyaret Edebileceğiniz Atatürk Evi Müzeleri