BLOG

Üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu'nda sayısız esere imza atan Mimar Sinan, hayatı boyunca İstanbul'un pek çok farklı noktasında eşsiz yapılar inşa etti. Osmanlı'nın yükseliş dönemine rastlayan bu eserler, ihtişamlı olmalarının yanı sıra dünya mimarlık tarihinde de derin izler bıraktı. Gelin, İstanbul'un silüetini şekillendiren ve yüzyıllara meydan okuyan 5 Mimar Sinan eserine birlikte bakalım.

İstanbul'un Su İhtiyacını Karşılayan Mağlova Su Kemeri 

Kemerburgaz Kent Ormanı içinde Bozdoğan Kemeri'ne benzer bir yapıyla karşılaşabilirsiniz. Mağlova Kemeri olarak bilinen bu yapı, Mimar Sinan tarafından İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak için 16. yüzyılda tasarlanmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Mağlova Kemeri'ni günümüze kadar ulaştıran ve eşsiz kılan özelliğiyse tasarımında kullanılan mühendislik uygulamalarıdır. Üzerinde bir yol bulunan bu kemer, su taşımanın yanında insanların karşıya geçmesini sağlayan bir köprü görevi görür.

Yüksek debi veya taşkınlar için üç farklı sigorta sistemi ve piramit şeklindeki ayak kısmıyla dikkat çeken yapı, günümüzde bu şekilde inşa edilmiş tek su kemeri olma özelliği taşıyor. Yine Mimar Sinan'ın cami tasarımında kullandığı akustik sistemini Mağlova Kemeri'nde de denediği görülür. Kemerburgaz Kent Ormanı'nın 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından açılmasıyla birlikte Mağlova Kemeri'ni ziyaret etmek mümkün hâle gelmiştir. Siz de keyifli trekking rotaları üzerinde Mağlova Kemeri'yle karşılaşabilirsiniz.

Padişahın Kızı İçin İnşa Edilen Mihrimah Sultan Camii

Mimar Sinan'ın Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı olan Mihrimah Sultan adına hem Edirnekapı'da hem Üsküdar'da inşa ettiği iki cami bulunuyor. İlki Üsküdar'da bulunan caminin yapımı tam 8 yıl sürerken Edirnekapı'da inşa edilen cami 3 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır. Edirnekapı'daki caminin farkı etrafında türbe, hamam ve okul gibi farklı yapıların bulunuyor olmasıdır.

Mihrimah Sultan adına yapılan camileri ilginç kılan özellik, taşıdıkları anlamdır. Anlamı ay ve güneş olan Mihrimah'tan esinlenen Mimar Sinan, Edirnekapı ve Üsküdar'da âdeta ay ve güneşin kavuşmasını planlamıştır. Rivayete göre Mihrimah Sultan'ın doğum günü olan 21 mart tarihinde Edirnekapı'daki caminin orada güneş batarken Üsküdar'daki caminin orada ay doğar.

Mimar Sinan'ın Kalfalık Eseri Olan Süleymaniye Camii

Yedi tepeli İstanbul'un üçüncü tepesinde tüm ihtişamıyla günümüze ulaşan eşsiz bir yapı bulunur. Mimar Sinan'ın "kalfalık eserim" dediği Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman'ın tahta çıkışının otuzuncu yılı için inşa edilmiş ve yedi yılda tamamlanmıştır. Aşkları günümüze kadar ulaşan Süleyman ve Hürrem'in mezarlarının burada olması, Süleymaniye Camii'ni ayrıcalıklı yapar. Süleymaniye Camii'nin dört minaresi, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonra tahta çıkan dördüncü padişah olduğunu, on şerefesi de tahta çıkan onuncu padişah olduğunu gösterir. 

Caminin kubbesini tutan dört sütundan ikisi Mısır'dan, biri İstanbul'daki bir dikilitaştan, biri de Artemis Tapınağı'ndan getirilmiştir. Dikilen bu dört sütunun İslam'ın dört büyük halifesini simgelediği düşünülür. Vitrayları ve süslemeleriyle dikkat çeken caminin etrafındaki ahşap evler, medrese ve botanik bahçesi burayı eşsiz bir tarihî alana dönüştürür.

Hüzünlü Hikayesiyle Bilinen Şehzadebaşı Camii

Mimar Sinan'ın çıraklık eseri olarak adlandırılan Şehzadebaşı Camii'nin buruk bir hikayesi bulunuyor. 1543 yılında inşa edilmeye başlayan caminin inşaatı sürdüğü sırada, Kanuni oğlu Mehmet'in vefat ettiğini öğrenir ve caminin adının Şehzadebaşı olmasını ister. Beş yılda tamamlanan cami, dört yarım kubbeye ve iki minareye sahiptir. Bir camide ana kubbenin dört yarım kubbe tarafından desteklenmesi mimari açıdan bir ilktir. Osmanlı'da ticaretin kalbi olan Saraçhane'de inşa edilen cami, orijinal çinilerini ve süslemelerini günümüze kadar korumuştur. Caminin avlusunda medrese ve yoksullara yardım amacıyla kurulan bir imarethane bulunur. Şehzade Mehmet'in ve Şehzade Cihangir'in mezarları da buradadır.

İstanbul'un En Eski Köprülerinden Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü

Kanuni Sultan Süleyman Zigetvar seferine çıktığı sırada ordusunun Büyükçekmece Gölü'nü geçmekte zorlandığını görür ve buraya bir köprü yapılmasını emreder. Kanuni seferde öldüğü için köprünün bitirilişini göremese de köprünün inşası 1567 yılında, İkinci Selim zamanında tamamlanmıştır. Marmara Denizi ile Büyükçekmece Gölü'nün birleştiği noktada oldukça yumuşak bir zemine yapılan köprü Mimar Sinan'ın dehasını bir kez daha gösterir. 4 ayrı bölüm ve 28 kemerden oluşan köprü, 636 metre uzunluğa ve 7.17 metre genişliğe sahiptir. İnişli çıkışlı bir yapıya sahip olan köprü Büyükçekmece'nin sembolü olarak kabul edilir ve akşamları ışıklandırıldığında göle yansıyan silüetiyle hayranlık uyandıran bir görüntü yaratır.

Mimar Sinan'ın İstanbul'unu Keşfederken Elite World Hotels & Resorts’ta Konaklayın!

İstanbul'un farklı noktalarına yayılmış ve günümüze kadar ulaşmayı başarmış Mimar Sinan eserlerini ziyaret ederken ayrıcalıklı bir konaklama deneyimi için Elite World Hotels & Resorts’u tercih edebilirsiniz. Gün boyu tarihî yarımada ve civarındaki Mimar Sinan eserlerini ziyaret ettikten sonra Elite World Hotels & Resorts’un spa ve sağlıklı yaşam merkezinde günün yorgunluğunu atabilirsiniz.

İstanbul'un kalbinde bir konaklama için Elite World İstanbul Taksim'i veya Elite World Comfy İstanbul Taksim'i, Anadolu yakasında eşsiz bir konaklama deneyimi için Elite World Grand İstanbul Küçükyalı'yı tercih edebilirsiniz. Konaklamak için tercihiniz Avrupa yakasıysa Elite World İstanbul Florya ve Elite World Grand İstanbul Basın Ekspres ideal bir seçim olabilir!