BLOG

BLOG

Dünya Kitapseverler Günü'nde Okumaya Başlayabileceğiniz Başyapıtlar


Kitaplar, insanların fikir dünyasını olgunlaştıran, onları bambaşka dünyalara sürükleyen ve yeni bilgiler edinmelerini sağlayan bir dost. Kitapların her sayfasında bir soluk gibi teneffüs ettiğiniz bilgelik, her harfinde yüreğinizi ısıtan hikâyeler bulabiliyorsunuz. Öyleyse sizler de 9 Ağustos Dünya Kitapseverler Günü'nde sayfalar arasında kaybolmaya ve bu anlamlı günü başyapıtlarla taçlandırmaya ne dersiniz?  

 

1. Sevginin En Saf Hâlini Arayanlara: Küçük Prens

İkinci Dünya Savaşı'nın acımasızca süregeldiği yıllarda Fransız yazar Antoine de Saint-Exupéry tarafından kaleme alınan Küçük Prens, ilk bakışta klasik bir çocuk kitabı olarak değerlendirilebilir. Halbuki kitap, ana kahraman Küçük Prens'in dile getirdiği anlamlı eleştiriler sayesinde yediden yetmişe tüm insanların dersler çıkarabileceği anekdotlara sahip. Kitap, özellikle insanların sevgiliyi algılayış biçimi konusunda okuyuculara kıymetli bir bakış açısı sunuyor. İlk kez yayımlandığı 1943 yılından beri eser 488 farklı dil ve lehçeye çevrilerek ne denli bir başyapıt olduğunu kanıtlar.

 

2. İki Arkadaşın Verdiği Hayat Mücadelesi: Fareler ve İnsanlar

Orijinal adı "Of Mice and Men" olan Fareler ve İnsanlar, Nobel Edebiyat Ödülü kazanan yazar John Steinbeck tarafından 1937 yılında kaleme alındı. Eser, mevsimlik olarak çalışan iki tarım işçisi arasındaki dostluğun karmaşık hikâyesine odaklanıyor. Kitap, bu iki dostun ihtiyaç duydukları parayı kazanıp insana yaraşır bir şekilde yaşama isteğini, hayallerine olan bağlılıklarını realist bir yaklaşımla ele alıyor. Eserin Steinbeck'in hayatından da izler taşıdığı düşünülüyor.

 

3. Sabahattin Ali'nin Ölümsüz Eseri: Kürk Mantolu Madonna

İlk olarak Hakikat Gazetesi'nde Büyük Hikâye ismiyle yayımlanan eser, Alman Maria Puder ve Havranlı Raif Efendi'nin etkileyici hikâyesini işliyor. Raif Efendi, dış dünya ile bağı kopmuş, kendi iç dünyasında yaşayan melankolik bir karakter olarak tasvir ediliyor.

Almanya'da bir resim sergisinde tanıştığı Maria Puder'e âşık olan Raif Efendi, kara kaplı defterine hem bu melankolik aşkını hem dış dünyaya olan yabancılaşmasını ilmek ilmek işliyor. Okuyucu, hikâyeyi kitaptaki başka bir karakter olan Rasim üzerinden izliyor.

 

4. Mevlânâ'nın Mesnevi'sinden Romana: Simyacı

Brezilyalı yazar Paulo Coelho tarafından 1988 yılında yazılan Simyacı, o tarihten beri tüm dünyada büyük ilgiyle okunuyor. Mevlânâ'nın Mesnevi’sinde yer alan bir öyküden yola çıkılarak yazılan kitap, İspanya'dan Mısır piramitlerinin olduğu bölgeye hazine aramaya giden Santiago'nun öyküsünü anlatıyor.

Kitap, aslında hayat boyunca elde edilen nihai şeylere değil de yolda giderken elde ettiklerinize odaklanmak gerektiğini vurgular. Çıktığınız hayat yolculuğunda açtığınız her kapı aslında sizi dönüştürüyor ve size kattığı deneyimle benliğinizi bulmanıza yardımcı oluyor. Hayatını bir simyacı gibi dönüştürmeye kararlı olan okuyucular bu kitabı bir rehber gibi değerlendirebilir.

 

5. Sınıf Mücadelesi İçinde Kadın Hayatları: Gurur ve Önyargı

Kadın yazarların büyük baskı altında olduğu 19. yüzyıl İngiltere'sinde Jane Austen tarafından yazılan Gurur ve Önyargı; toplumun sınıfsal farklılıklarına odaklanarak orta sınıf ve soyluları mercek altına alıyor. Kitapta orta sınıf bir aile olan Bennet'lar ve onların yaşamı önemli bir yer tutar.

Kızlarının evlenmesi konusunda hayli ümitsiz olan bayan Bennet'in beş kızı vardır. Olaylar, zengin bir adam olan Charles Bingley'nin ailenin en büyük kızı olan Jane'e ilgi göstermesiyle hareketlenmeye başlar. Kitap, son derece gururlu bir adamın yaşadığı dönüşümü gözler önüne sermesi bakımından da son derece etkileyici. Pek çok film ve TV serisine ilham olan bu eseri henüz okumadıysanız mutlaka okumanızı öneririz.

 

6. Irkçılık ve Eşitsizliğe Dair Etkileyici Bir Eser: Bülbülü Öldürmek

Pulitzer ödüllü yazar Harper Lee tarafından 1960 yılında yayımlanan eser, ABD başta olmak üzere tüm dünyada çok ses getirdi. Amerika'nın en büyük sorunlarından birisi ırkçılığa ve eşitsizliğe odaklanan kitap, ayrımcılığa maruz kalan insanların iç dünyasına ışık tutuyor.

ABD'de asılsız bir iddia ile suçlanan siyahi mahkumu savunmakla görevlendirilen Atticus Finch'in kasaba halkıyla ters düşüşü ırkçılık ve hakir görme üzerinden işleniyor. Bu süreçte Scout Finch'in babası Atticus'tan öğrendiği nasihatler, iyilik ve kötülüğün toplumsal ve bireysel dünyada algılanış biçimi gibi meseleler eserde ustalıkla işleniyor. 

 

7. Salinger'in Eşsiz Romanı: Çavdar Tarlasında Çocuklar

1951 yılında yayımlanan eser Salinger'ın ilk ve tek romanı olma özelliği taşıyor. Ergenlik çağındaki bir çocuğun duygu durumuna odaklanan eser, çocuğun yetişkinlerin kurduğu düzene karşı olan isyanını başarılı bir şekilde okuyucularına sunuyor. Ergenlik çağındaki çocukların yalnız bırakılması ve yaşadığı zorlukları samimi bir dille anlatması belki de Salinger'ın bu eserini başyapıt hâline getiren en önemli unsur.